Allah’ın görme sıfatı na ne denir?

İslam inancında Allah’ın sıfatları, O’nun yüceliğini ve kudretini anlamada kritik bir öneme sahiptir. Görme sıfatı da bu sıfatların başında gelir. Allah’ın her şeyi tam anlamıyla gördüğünü ve bildiğini vurgulayan bu kavram, Müslümanların yaşamlarını ve ibadetlerini derinden etkiler. Peki, bu sıfatın derin anlamı nedir?

Allah’ın Görme Sıfatının Kuran’daki Yansımaları

Allah’ın görme sıfatı, İslam inancında “Basar” olarak tanımlanır. Bu sıfat, Allah’ın her şeyi kuşatan ve eksiksiz bir şekilde görme yetisini ifade eder. Kuran’da, Allah’ın her şeyin en ince detayını görebildiğine dair birçok ayet bulunmaktadır. Örneğin, “Her şeyi görendir” (El-Haşr, 18) ifadesi, O’nun sınırsız bilgi ve görme yeteneğinin bir nişanesi olarak karşımıza çıkar.

Ayrıca, “Bütün gizli şeyleri bilendir” (Al-Bakara, 77) ayeti, Allah’ın sadece fiziksel nesneleri değil, insanların kalplerindeki niyetleri ve düşünceleri de bildiğini vurgular. Bu, müminler için büyük bir müjde ve aynı zamanda bir uyarıdır; çünkü her eylem ve düşünce Allah tarafından görülmekte ve kayda alınmaktadır.

Kuran’daki diğer ifadeler de, Allah’ın görme sıfatının sadece fiziksel gözlemlerden ibaret olmadığını, aynı zamanda içsel durumları, duyguları ve niyetleri de kapsadığını belirtir. Bu yolla, inananlar Allah’ın sürekli onları gördüğünün bilincinde olarak hayatlarını düzenleme sorumluluğunu taşırlar. Özellikle ibadetlerde ve ahlaki davranışlarda bu sıfat, bir denetleme ve yönlendirme unsuru olarak işlev görür.

Allah’ın Görme Sıfatının Tasavvufî Boyutu

Allah’ın görme sıfatı, tasavvuf geleneğinde derin bir anlam taşır. Tasavvufçular, Allah’ın her şeyi görüp gözettiğini, hiçbir şeyin Onun bilgisi dışında olmadığını vurgularlar. Bu bakış açısıyla, görme sıfatı sadece fiziksel bir gözle görmenin ötesinde, ruhsal bir idrak ve farkındalık düzeyine işaret eder. Tasavvufî düşüncede, Allah’ın görmesi, mürşit veya sadık bir insanın içsel gözle olayları algılamasına ve dünya ile ahiret arasındaki derin gerçeklikleri kavramasına olanak tanır.

Tasavvufçulara göre, Allah’ın görme sıfatı, insanlara bir tür rehberlik sunar. Kişi, Allah’ın her an kendisini gördüğünü bilerek yaşadığı için, davranışlarını ve niyetlerini gözden geçirir. Bu bilincin artması, kişi için bir nefs terbiye aracıdır. Ayrıca, Allah’ın görme sıfatı, tevhid anlayışıyla birleştiğinde, insanın her şeyin bir bütün olduğunu anlamasına ve evrene bir saygı geliştirmesine yol açar. Dolayısıyla, tasavvufî bakış açısı, Allah’ın görme sıfatını derin bir içsel yolculuk ve kendini tanıma fırsatı olarak değerlendirir.

Allah’ın Görme Sıfatının Anlamı

Allah’ın görme sıfatı, “Basar” olarak adlandırılır ve bu, Allah’ın her şeyi mükemmel bir şekilde görebilme özelliğini ifade eder. Basar, sınırsız bir algılama kapasitesine işaret eder; çünkü Allah, zaman ve mekandan bağımsız olarak her an her şeyi görebilir. Bu sıfat, yalnızca fiziksel varlıkları değil, aynı zamanda kalplerin derinliklerindeki niyetleri ve düşünceleri de kapsar.

Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın bu sıfatıyla ilgili birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde, O’nun her şeyi gördüğü, hiçbir şeyin O’ndan saklanamayacağı vurgulanır. İnsanların davranışları, niyetleri ve iç dünyaları Allah tarafından sürekli olarak izlenmektedir. Bu durum, müminler için bir tür vecd duygusu yaratırken, aynı zamanda sorumluluk bilincini de artırır.

Basar sıfatı, bireylerin günlük yaşamında ahlaki ve etik değerlere bağlılıklarını güçlendiren bir unsur olarak öne çıkar. Zira Allah’ın her şeyi gördüğünün bilinci, insanlar arasında adaletin sağlanmasında ve hak ve hukuka riayet edilmesinde önemli bir rol oynar. Sonuç olarak, basar sıfatı, Allah’ın kudretinin ve adaletinin bir yansıması olarak anlaşılmaktadır.